2 Ocak 2021 tarihinde Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından rektör atanmasının ardından hem girişinde, hem içinde hem de çevresinde geniş güvenlik önlemleri ile dikkat çeken Boğaziçi Üniversitesi'nde 30 Ağustos akşamı 15 yaşındaki Hilal Özdemir'in Ayberk Kurtuluş tarafından öldürülmesine ilişkin protestolar devam ediyor. Bugün öğle saatlerinde üniversite önünde açıklama yapan Boğaziçi Üniversitesi mezunları cinayet nedeniyle derin bir üzüntü ve öfke duyduklarını belirterek, "Yaşanan bu trajedi, üniversitelerde liyakate dayalı yönetimlerin neden hayati olduğunu bir kez daha göstermiştir. Okulumuzda yaşanan bu üzücü olayda sorumluluğu olan tüm yetkilileri hesap vermeye çağırıyoruz" dedi. Mezunların açıklaması şöyle:
"Kampüsteki bir düğün organizasyonunda çalışan 15 yaşında bir genç kızın öldürülmesi üniversitemizdeki büyük güvenlik zafiyetinin bir göstergesidir ve bu vahşetin sorumlusu kayyım yönetimidir"
"30 Ağustos akşamı Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü’nde Ayberk Kurtuluş tarafından işlenen Hilal Özdemir cinayeti sebebiyle derin bir üzüntü ve öfke duyuyoruz. Kampüsteki bir düğün organizasyonunda çalışan 15 yaşında bir genç kızın öldürülmesi üniversitemizdeki büyük güvenlik zafiyetinin bir göstergesidir ve bu vahşetin sorumlusu kayyım yönetimidir. Kabarık bir suç kaydı bulunan silahlı bir kişinin bizlere yasak olan kampüse rahatça girebilmesi, yönetimin göstermelik 'güvenlik' uygulamalarının ne denli yetersiz olduğunu ortaya koymaktadır.
"Kayyım yönetim en temel görevi olan kampüs güvenliğini sağlayamamış; bir cinayete zemin hazırlanmıştır"
Öğrencilere, akademisyenlere ve mezunlara yönelik baskı ve sözde 'güvenlik' uygulamaları sürdürülürken, üniversite kapısından çevik kuvvet eksik olmazken, kayyım yönetim en temel görevi olan kampüs güvenliğini sağlayamamış; bir cinayete zemin hazırlanmıştır. Bu cinayet kayyım anlayışıyla yönetilen bir ülkenin maruz kaldığı pek çok olumsuzluğu da tek bir olayla gözler önüne sermiştir: Çocuk işçiliğinin, kadına karşı şiddetin, kamu güvenliğinin gündemde olduğu bir dönemde bu sorunların hepsinin baskıcı bir yönetim altında yıllardır direnen Boğaziçi Üniversitesi'nde, bir düğün sırasında yaşanması tesadüf değildir.
Yaşanan bu trajedi, üniversitelerde liyakate dayalı yönetimlerin neden hayati olduğunu bir kez daha göstermiştir. Okulumuzda yaşanan bu üzücü olayda sorumluluğu olan tüm yetkilileri hesap vermeye çağırıyoruz"