Sındırgı’da hasar tespiti sürüyor, vatandaşlar kalıcı çözüm bekliyor

Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen depremin ardından artçı sarsıntılar sürüyor. Vatandaşlar, geceyi stadyum, park ve sokaklarda geçirirken, hasar tespit çalışmalarının yetersizliğinden şikayet etti. Köylüler, kalıcı çözümler ve hızlı müdahale çağrısı yaptı. 

11 Ağustos 2025 Pazartesi 16:23
Sındırgı’da hasar tespiti sürüyor, vatandaşlar kalıcı çözüm bekliyor

Haber: Berfin BAYSAN - Kamera: Akın KÜÇÜKKURT

(BALIKESİR) - Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen depremin ardından artçı sarsıntılar sürüyor. Vatandaşlar, geceyi stadyum, park ve sokaklarda geçirirken, hasar tespit çalışmalarının yetersizliğinden şikayet etti. Köylüler, kalıcı çözümler ve hızlı müdahale çağrısı yaptı. 

Balıkesir’in Sındırgı ilçesi ve çevresinde yaşanan deprem sonrası bölge halkı geceyi dışarıda geçirmek zorunda kaldı. Artçı sarsıntıların sürmesi nedeniyle yurttaşlar evlerine girmeye korkuyor. İlçede ve özellikle Alacaatlı, Kızılgür ve Gölcük köylerinde hasar tespit çalışmaları devam ederken, vatandaşlar hem geciken müdahaleden hem de yeterli desteğin sağlanmamasından dolayı tepkili. 

“Yol kapandı, minare üzerimize yıkılabilirdi”  

Kızılgür köyünde yaşayan Öztürk çifti, “Vallahi ben evin içindeydim. Hanım da evin içindeydi. İkimiz de evin içindeydik. Bir gürültü oldu. Şöyle bir baktım, yol dolmuş, kapalı. “Allah Allah” dedim, “Bu tuğlalar, bu briketler nereden geldi?” Baktım, yolun üzeri tamamen dolmuş. Sonra bir kepçe geldi, onunla yol açıldı. Ama biz kendi imkânlarımızla açtık yolu. O anda yardıma gelen olmadı. O anda can havliyle kimse yoktu zaten. Zaten daha yeni olmuştu. Sürekli de artçı depremler devam ediyor. Bizim evde, içeride ne kadar cam, kupa, raflarda ne varsa hepsi kırıldı. Eve girmeye korkuyoruz. Eve girmeye korkuyoruz. Eve girilmez zaten. Minare biraz daha düştü bizim tarafa. Tabii, tabii... Minare yüksekti. Aşağı doğru çöktü. Eğer öyle yatmasaydı da bu yana doğru yatsaydı, biz kalırdık altında. İkimiz de enkazda kalırdık” dedi. 

Hüseyin Öztürk ise, “Buraya gelmekte geç kalındı. Sabah saat 5’te kalktım, 5 buçukta namazımı kıldım. Baktım bir sürü 34 plakalı araba, hepsi basın. Devletten, yöneticilerden bir şey yoktu kardeşim. Ben buna çok üzüldüm. Diyeceklerim bunlar” diyerek deprem bölgesine geç gelindiğini ifade etti 

“Bir yudum su bulamadım, annemi kurtardım” 

Hasta annesiyle beraber yaşayan Fatma Karaman deprem anında çok korktuğunu anlatarak şunları kaydetti: 

“Deprem anında karşı balkondaydım. Patlıcanı topluyordum, oradan kurtulamadım işte. Sallandı, hemen elimden attım. Annemin ellerini tuttum, anneme koştum. Suyu dahi bulamadım. Ona bir yudum su verdim. Ondan sonra onu dahi göremedim. Karanlık oldu, her şey karıştı, koridor karanlık oldu. Anında, ne olduğunu anlayamadım. Bir şey göremedim. Canımı, bir saniye düşünmedim. Ben annemi kurtardım. Ona sevineyim diyeyim. Yalnız yaşıyorum zaten. Eşim vefat etti. Üç sene oldu. Anneme bakıyordum. Çok korktum, çok. Geceyi bahçede geçirdik. Annemin bahçesine götürdük. Kızlarım geldi, teyzemin çocukları geldi, Balıkesir’den dünürüm geldi. Annemi aldık, bahçede yattı kaldı. Biz buraya geldik şimdi, bir bakalım dedik, değil mi? 40 senedir bu evde yaşıyorum 40 sene. 40 senenin sonunda yıkıldı.”  

“Köylülerle beraber dayanışma içindeyiz” 

1999’daki Gölcük depremini de İstanbul’da yaşadığını belirten Cemal Gündoğan, “Eğer bu deprem 10 saniye daha sürseydi 12 saniye değil de 22 saniye olsaydı burada bir tane ev kalmazdı, bu civarda hiçbir ev ayakta kalmazdı. O kadar korkunç ve gürültülüydü. Evde annem var benim, 91 yaşında. Emekleyerek balkona çıkmış. Ev toz duman. Her taraf patlamış. Şimdi bir de eşya böyle... Bayanlar duvara, bu dolaplara, buralara süs eşyaları koyuyor. Hiç koymasınlar, böyle deprem bölgesiyse. Duman olmuş her taraf, paramparça. İyi ki anneme bir şey olmamış. Televizyon bir yere uçmuş. Bıçaklar bir yere, tabaklar bir yere... Her şey dağılmış. Tabii, bugün de artçılar sürekli olarak devam etti. Köylülerle beraber dayanışma içerisindeydik. Sokakta sabaha kadar kaldık” diye konuştu.  

“Herkes reklamını yapıp gittikten sonra benim işime yaramadıktan sonra ben ne yapayım” 

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın sözlerine değinen Gündoğan, “Sayın Bakanımız da geldi. Buraya geldiği için çok mutlu oldum. Belki dikkat çekti, belki güzel şeyler oldu. Ama şimdi Sayın Bakan bir şeyler söylüyor, biz de inanıyoruz ama bize şu anda ani bir çözüm lazım. Şimdi bu hanımın evi patlamış. Benim evim patlamış. Benim annem 91 yaşında. Malım var, mülküm var, eşyalar... Her şey burada. Bu insan köylü. Bu insan nereye gidecek? Kiraya mı? Hadi git bakalım. İlçeye gitmen lazım. Burada malım mülküm var, ona bakmam lazım. Ben Sayın Bakan'a da sordum: 'Efendim, bize kim gelecek?', 'Tespit ekibi gelecek' dedi. Şimdi AFAD’çı arkadaşlara sordum: 'Siz tespite mi geldiniz?', 'Hayır' dediler. 'Biz sadece ağır hasarlı binalara bakacağız. Bunlara konteyner lazımsa onlara konteyner tahsis edeceğiz' dediler. Bakan Bey de bize dedi ki, 'Arkadaşlar tek tek gelip bütün köyü dolaşacak'. Peki küçük hasarlı binalara kim hizmet edecek? Biri gelecek, diyecek ki: 'Bakacağız işte. Görüyorsunuz. Aynı bunun gibi, buna biraz daha yakın. Sen dur, bir şeye dokunma. Biz burayı ya yapacağız, ya da yaptır. Şu kadar maliyet çıkar, faturasını bize söyle. Ya da kendin yaptır. Ya da hiçbir şeye dokunma'. Diyecek birisi lazım, bir merci lazım, bir şey lazım. Yoksa buraya gelip herkes reklamını yapıp gittikten sonra benim işime yaramadıktan sonra ben ne yapayım ya? Kim gelirse gelsin. Önemli olan bana, sorunuma çare bulacak bir insan lazım. Ben bunu isterim. Ben devletimden bunu isterim. Buraya konvoylarla gidip gitmekle, insanlara gösteriş yapmakla, göz boyamakla bu iş olmuyor. Bana kesin çözüm lazım. Az yıkık da olsa, evinde problemi olanlar için çözüm lazım. Çünkü buralar hep yığma tuğla, yığma taş. Buralar betonarme değil. Yani çatlak...” diye sitemde bulundu.  

“Kek dağıtmakla bu iş olmuyor. Bana kesin, kalıcı barınmamı çözecek sonuçlar lazım” 

Gündoğan, “Yaş ortalaması bu köyün şu anda 55. Böyle bir köyde insanlar sokaklarda kalıyor. Tamam, olabilir. Bu çok normal. Afetin önünde hiçbir şey duramıyor. Ama bugün tam yaranın sarılacağı gün. Bu AFAD ekibi buraya geldiyse, her eve bir bir girecek, bakacak. Bu kararları verip insanların gönlünü ferahlatmaları, rahatlatmaları lazım. Ben şimdi serseri gibi dolaşacağım. Nereye gideceğim ben? Eve giremiyorum. Annem ağaç dibinde, abimin evinin bahçesinde kalıyor. Peki insana hizmet? Burada bir kek dağıtmakla bu iş olmuyor. Bana kesin, kalıcı barınmamı çözecek sonuçlar lazım. Söylemler lazım. İnşallah yaparlar mı? Çok emin değilim” diye konuştu.

Son Güncelleme: 12.08.2025 10:39
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.