Son olarak Şırnak’ta yaşanan olayda, çok sayıda çocuk Y.A isimli fail tarafından cinsel
saldırıya uğramıştır. Olayın kamuoyuna yansımasının ardından fail tutuklanmış olsa da, bu
durum iktidarın cinsel istismarla mücadeleyi öncelikli bir gündem olarak ele almadığı
gerçeğini değiştirmemektedir.
Birçok örnekte olduğu gibi, basına yansımayan istismar vakaları etkin bir soruşturma süreci
geçirmemekte; adli süreçler ya hiç başlatılmamakta ya da dosyalar kapatılmaktadır. Gündeme
gelen vakalarda ise, kamuoyunun tepkisini bastırmak amacıyla istenen yüksek hapis
cezalarıyla, sanki etkin bir mücadele yürütülüyormuş algısı yaratılmaktadır.
Türkiye’nin taraf olduğu “Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme” uyarınca,
devletin sorumluluğu; çocukları cinsel istismara karşı korumak, istismarı önlemek için gerekli
tedbirleri alarak çocukların sahip oldukları hakları güvence altına almaktır. Bu nedenle,
çocukların maruz kaldığı istismar vakalarının engellenmesi, ihmallerin açığa çıkarılması, adli
ve idari soruşturmaların etkin bir şekilde yürütülmesi ve çocuğun üstün yararı ilkesi
çerçevesinde gerekli önlemlerin alınması amacıyla; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü’nün 104 ve 105’inci maddeleri ile Anayasa’nın 98’inci maddesi uyarınca bir Meclis
Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederiz.24.06.2025
GEREKÇE
Çocuklar; evde, okulda, kursta, oyun alanlarında güven içinde yaşayamamaktadır. İstismara
karşı önleyici politikaların hayata geçirilmemesi, faillerin cezalandırılmaması ya da yargı
paketleri kapsamında serbest bırakılmaları, çocuk istismarının yaygınlaşmasına neden
olmaktadır.
Türkiye, çocukların cinsel sömürü ve istismara uğramasını engellemek amacıyla Lanzarote
Sözleşmesi’ne imza atmıştır. Bu sözleşme, önleyici ve koruyucu ceza hukuku alanının
oluşturulmasını, özel bir gözetim ve denetim mekanizmasının kurulmasını öngörmektedir.
Ancak bu yükümlülükler etkin şekilde uygulanmamakta; istismar vakalarında çoğu zaman
yalnızca “somut delil” aranmakta, bu da adaletin önünde bir engel teşkil etmektedir.
Adalet Bakanlığı'nın Nisan 2024’te yayımladığı “Adalet İstatistikleri 2023” raporuna göre,
sadece 2023 yılında “çocukların cinsel istismarı” suçu kapsamında 40.713 yeni dosya açılmış,
bu dosyalarda toplam 36.275 şüpheli yer almıştır. 2015–2023 yılları arasında ise bu suç
türünde açılan dosya sayısında yüzde 94 oranında artış yaşanmıştır. Bakanlığın kendi verileri
dahi, çocukların devlet tarafından yeterince korunmadığını ve önleyici tedbirlerin
alınmadığını ortaya koymaktadır.
Ülkenin birçok bölgesinde çocuk istismarı yaşanmaktadır. Ancak özellikle son yıllarda başta
Şırnak ili ve ilçeleri olmak üzere; Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde taciz ve istismar
vakalarının daha da yaygınlaştığı görülmektedir. Yaşanan istismar olayları sonucunda aileler
büyük bir endişe içinde; çocuklar ise kendilerini güvende hissetmemektedir.
10 Haziran 2024’te Y.A isimli failin çok sayıda çocuğu istismar etmesi, bu olayların ilki
değildir. 2024 yılı Haziran-Temmuz aylarında, Maraş merkezli depremler sonrasında
ailesiyle birlikte Şırnak’a yerleşen 15 yaşındaki bir çocuk, Şırnak Valiliği’nde koruma olarak
görev yapan polis O.Y tarafından cinsel istismara uğramıştır. Fail hakkında “Çocuğun
Nitelikli Cinsel İstismarı”, “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma” ve “Kadına Karşı Tehdit”
suçlamalarıyla iddianame hazırlanmış, savcılığın dört kez tutuklama talebine rağmen fail
tutuksuz yargılanmaktadır.
2024 yılında Şırnak Merkez’de bulunan Şehit Komiser Umut Tunçay Ortaokulu’nda
öğretmenlik yapan M.U’nun dört çocuğa cinsel istismarda bulunduğu öğrencilerin şikâyeti
üzerine ortaya çıkmış ve fail tutuklanmıştır. Ardından 2024 yılında Silopi’deki bir yatılı lisede
görevli öğretmen S.V farklı tarihlerde 6 öğrenciye cinsel tacizde bulunmuş, öncesinde de
benzer vakaların faili olmasına ve hatta bir dönem tutuklu yargılanmasına yani cinsel taciz-
istismar suçunu zincirleme işlemesine rağmen tutuklanmamıştır.
2020 yılında yine Şırnak’ta, bir uzman çavuşun 13 yaşındaki bir çocuğu istismar etmesi
üzerine aile şikâyetçi olmuş, ancak Şırnak Valiliği “çevreyi rahatsız eden vatandaş” ve “aşırı
alkollü” açıklamalarıyla olayı kapatmaya çalışmıştır.
Cezasızlığa yine bir örnek, basında yer alan bilgilere göre, Cizre Merkez Anadolu Lisesi’nde
görev yapan ve Eğitim-Bir-Sen temsilcisi olan B. E’nin 2018-2020 yılları arasında yaklaşık
50 öğrenciyi mesaj yoluyla istismar ettiği öğrenilmiştir. Ancak soruşturma tamamlanmadan,
B.E’ nin İstanbul’daki bir okula atandığı ortaya çıkmıştır.
2020 yılında Şırnak’ta dört öğrenciyi istismar eden öğretmen U.E. gözaltına alınmış, ancak
kısa süre sonra serbest bırakılmıştır. Cinsel istismara uğrayan çocukların birçoğu baskılar
nedeniyle şikâyetlerini geri çekmiş ya da cezasızlık karşısında sessiz kalmak zorunda
bırakılmışlardır. Kamuoyuna yansımamış ya da şikâyet edilmemiş istismar vakaları dahi tek
başına dehşet vericidir. Yıllardır çocuk istismarının önlenmesi ve gerekli yasal yaptırımların
hayata geçirilmesi için sunduğumuz kanun teklifleri ve önergeler ne yazık ki karşılıksız
kalmıştır.
Çocuklara yönelik istismar, şiddet ve kötü muamelenin ortadan kaldırılması için Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nin gerekli yasal düzenlemeleri acilen hayata geçirmesi gerekmektedir.
Özellikle seçim bölgemiz olan Şırnak’ta son yıllarda artan taciz ve istismar vakalarının son
bulması, faillerin gerekli cezaları alması ve çocukların kendilerini güvende hissedebilmeleri
için derhal harekete geçilmelidir.